Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
establish a connection with
firehouse [dialect] [uk]
çayır sineği
(bir şeyin) yerine
Geçmiş
Cümleler
"(bir şeyin) yerine"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrases
1
İfadeler
(bir şeyin) yerine
in place of (something)
expr.
"(bir şeyin) yerine"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 104 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Phrasals
1
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak
spread all over (something or some place)
f.
The rumor
spread all over
the town.
Söylenti, şehrin
her yerine yayıldı.
More Sentences
General
2
Genel
başka bir şeyin yerine kullanılabilen şey
substitute
i.
3
Genel
bir şeyin satın alınmasında para yerine geçen belge
token
i.
4
Genel
bir şeyin yerine başka bir şeyi koyma
replacement
i.
5
Genel
(başka bir şeyin) yerine geçen
placeholder
i.
6
Genel
bir şeyin yerine eşdeğerini temin etme
replacing
i.
7
Genel
bir şeyin yerine getirilen şey
supplanter
i.
8
Genel
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin)
take over
f.
9
Genel
bir şeyin yerine başka bir şey koymak
replace
f.
10
Genel
bir şeyi başka bir şeyin yerine kullanmak
substitute
f.
11
Genel
bir şeyin yerine başka şeyi koymak
commute
f.
12
Genel
başka bir şeyin yerine kullanılan
substitute
s.
13
Genel
bir şeyin yerine hizmet eden
vice
s.
Phrasals
14
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak
sub for (someone or something)
f.
15
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak
sub for (someone or something)
f.
16
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine koymak
sub for (someone or something)
f.
17
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine kullanmak
sub for (someone or something)
f.
18
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi başka bir şeyin) yerine görevlendirmek
sub for (someone or something)
f.
19
Öbek Fiiller
bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak
sub someone for (someone else)
f.
20
Öbek Fiiller
bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak
sub something for something else
f.
21
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yerine geçmek
sub for someone or something
f.
22
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yerine bakmak
sub for someone or something
f.
23
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yerine çalışmak
sub for someone or something
f.
24
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yerine görev yapmak
sub for someone or something
f.
25
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yerine kullanmak
sub for someone or something
f.
26
Öbek Fiiller
(bir şeyin) yerine başka bir şey vermek
switch from (something) (to something else)
f.
27
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir yerine/bir şeyine) hafifçe/hafif hafif vurmak
pat (someone or something) on (something or some place)
f.
28
Öbek Fiiller
bir şeyi birinin/bir şeyin her yerine bulaştırmak
smear someone or something with something
f.
29
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin bir yerine vurmak
strike someone or something on something
f.
30
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin bir yerine çarpmak
strike someone or something on something
f.
31
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin/kendinin) gereksinimlerini (bir şeyle) yerine getirmek
satisfy (someone, something, or oneself) with (something)
f.
32
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin/kendinin) isteklerini (bir şeyle) yerine getirmek
satisfy (someone, something, or oneself) with (something)
f.
33
Öbek Fiiller
bir şeyin bir şey yerine geçmesini amaçlamak
intend something as something
f.
34
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine getirmesi gereken bazı gereklilikler/zorunluluklar olmak
require (something) of (someone or something)
f.
35
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bir şeyin her yerine dökmek
slosh through (something)
f.
36
Öbek Fiiller
(bir şeyi) bir şeyin her yerine sıçratmak
slosh through (something)
f.
37
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) her yerine sıçratmak
splash all over (someone or something)
f.
38
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) her yerine işlemek
splash all over (someone or something)
f.
39
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin her yerine sıçramak/sıçratmak
splatter someone or something up
f.
40
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) her yerine yaymak
spread all over (something or some place)
f.
41
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) her yerine sıçramak
spread all over (something or some place)
f.
42
Öbek Fiiller
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak
superimpose (someone or oneself) on (someone or something)
f.
43
Öbek Fiiller
(birini/kendini birinin/bir şeyin) yerine koymak
superimpose (someone or oneself) onto (someone or something)
f.
44
Öbek Fiiller
başkasının/başka bir şeyin yerine ilk sıraya geçmek
jostle aside
f.
45
Öbek Fiiller
(bir şeyin) bir yerine vurmak
hit upon (something)
f.
46
Öbek Fiiller
(bir şeyin) bir yerine çarpmak
hit upon (something)
f.
47
Öbek Fiiller
(bir şeyin) bir yerine vurmak
hit on (something)
f.
48
Öbek Fiiller
(bir şeyin) bir yerine çarpmak
hit on (something)
f.
49
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafif hafif vurmak
tap on (someone or something)
f.
50
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) bir yerine hafifçe vurmak
tap on (someone or something)
f.
51
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) bir yerine tıktık/pat pat vurmak
tap on (someone or something)
f.
52
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin bir yerine hafif hafif vurmak
tap someone or something on something
f.
53
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin bir yerine hafifçe vurmak
tap someone or something on something
f.
54
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin bir yerine tıktık/pat pat vurmak
tap someone or something on something
f.
55
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak
resound throughout (something or some place)
f.
56
Öbek Fiiller
bir şeyin gerekliliklerini yerine getirip hak sahibi olmak
qualify for something
f.
57
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yerine bakmak
substitute for someone or something
f.
58
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin yerine geçmek
substitute for someone or something
f.
59
Öbek Fiiller
(bir şeyin) yerine (başka bir şey) almak
exchange (something) for (something)
f.
60
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak
extend over (someone or something)
f.
61
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak
fill in (for someone or something)
f.
62
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
front for (someone or something)
f.
63
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak
interchange with (someone or something)
f.
64
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir yerine) yumruk atmak
punch (someone or something) on (something)
f.
65
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir yerine) vurmak
punch (someone or something) on (something)
f.
66
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin bir yerine) çakmak
punch (someone or something) on (something)
f.
67
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak
replace (someone or something) by (someone or something)
f.
68
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek
replace (someone or something) by (someone or something)
f.
69
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) koymak
replace (someone or something) with (someone or something)
f.
70
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek
replace (someone or something) with (someone or something)
f.
71
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
stand in for (someone or something)
f.
72
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
stand in for (someone or something)
f.
73
Öbek Fiiller
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine saçmak
strew (something) (all) over (someone or something)
f.
74
Öbek Fiiller
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her yerine dağıtmak
strew (something) (all) over (someone or something)
f.
75
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
sub in (for someone or something)
f.
76
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
sub in (for someone or something)
f.
77
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine koymak
sub in (for someone or something)
f.
78
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek
sub in (for someone or something)
f.
79
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine kullanmak
sub in (for someone or something)
f.
80
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
swap in (for someone or something)
f.
81
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine geçirmek
swap in (for someone or something)
f.
82
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) yerine almak
swap in (for someone or something)
f.
83
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) bir yerine kırbaçla vurmak
whip (someone or something) on
f.
Phrases
84
İfadeler
birinin/bir şeyin yerinde/yerine
in (someone's or something's) place
expr.
85
İfadeler
birinin/bir şeyin yerine
in (someone's or something's) place
expr.
86
İfadeler
(birinin/bir şeyin) yerine
in place of (someone or something)
expr.
87
İfadeler
birinin/bir şeyin yerine
in place of somebody/something
expr.
Proverb
88
Atasözü
her şeyin bir yeri var ve her şey yerli yerine konmalı
a place for everything, and everything in its place
89
Atasözü
her şeyin bir yeri olmalı ve her şey kullanıldıktan sonra yerli yerine konmalı
a place for everything, and everything in its place
Colloquial
90
Konuşma Dili
(bir şeyin) olduğundan/yerine getirildiğinden emin olmak
see (to it) that (something happens)
f.
Idioms
91
Deyim
bir şeyin yerine kullanılabilecek en iyi şey
the next best thing
i.
92
Deyim
bir şeyin yerine geçebilecek/kullanılabilecek şey
the next best thing
i.
93
Deyim
(birinin/bir şeyin) yerine bakmak
serve as one's replacement
f.
94
Deyim
(birinin/bir şeyin)yerine geçmek
serve as one's replacement
f.
95
Deyim
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back to life
f.
96
Deyim
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back to life
f.
97
Deyim
(birinin/bir şeyin) yaşam enerjisini yerine getirmek
juice (someone or something) back up
f.
98
Deyim
(birinin/bir şeyin) gücünü yerine getirmek
juice (someone or something) back up
f.
99
Deyim
(birinin/bir şeyin) bilincini yerine getirmek
bring (someone or something) to life
f.
100
Deyim
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
take (someone's or something's) place
f.
101
Deyim
(birinin/bir şeyin) yerine geçmek
take the place of (someone or something)
f.
102
Deyim
(birinin/bir şeyin) yerine
in (someone's or something's) stead
expr.
103
Deyim
birinin/bir şeyin yerine
in somebody's/something's stead
expr.
Archaic
104
Eski Kullanım
bir şeyin yerine başkasını koyma
commutation
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şeyin) yerine
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy